13 Ekim 2009 Salı

CUMHURİYET’İN BAŞKENTİ

Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara şehridir
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
Sivas Kongresi’nin ardından, Heyet-i Temsiliye Reisi Mustafa Kemal ve beraberindekiler, 27 Aralık 1919 tarihinde Ankara’ya geldiler.
Neden Ankara?
Mustafa Kemal’in;
Asıl tehlike, batıda, arkasında emperyalist güçler bulunan Yunan Ordusu'dur. Bu bakımdan uygulanacak yol ve yöntem şudur ki; genel durumu yönetip, yürütme sorumluluğunu üzerine alanlar, en önemli hedefe ve en yakın tehlikeye, elden geldiği kadar yakın yerde bulunmalıdırlar. Yeter ki, bu yakınlık genel durumu gözden kaybettirecek derecede olmasın!
Ankara bu şartları kendisinde toplayan bir noktada bulunmaktadır. O halde; cephelere ve İstanbul'a demiryolu ile bağlı olan ve genel durumu yönetme bakımından Sivas'tan hiç bir farkı olmayan Ankara'ya gelinecektir
’ şeklindeki sözleri bu soruyu büyük bir isabetle cevaplıyor.
O dönemde Ankara’nın hali içler acısı denebilecek durumdaydı. Kale’nin etrafına serpilmiş gibi duran yıkık-dökük evlerin oluşturduğu ve otuz bin kadar nüfusun yaşadığı, toz-toprak içinde bir Anadolu kasabası...
Modern şehir görünümünden uzak, halkın sosyal yaşamı yok denecek kadar az, ama buna karşın tekke ve dergahların çoğunlukta olduğu bir yerleşim birimi…

***
Ulu Önder, Ankara’yı rastgele seçmemiştir.
Ulusal Mücadele’nin örgütlenmesine başlanmış ve Amasya Tamimi’nden sonra Erzurum ve Sivas Kongreleri tamamlanmış, alınan kararlar da Türk Ulusu’na duyurulmuştu.
Mustafa Kemal, Ulusal Mücadele’yi ve Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı Ankara’dan yürütmeyi kafasına koymuş ve gelecekteki Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkenti’nin de Ankara olacağını kararlaştırılmıştı.
Ankara’da Karargah olarak Ziraat Mektebi seçilmiş ve çalışmalar bütün yoğunluğuyla sürdürülmekteydi.
O yıllar her türlü imkansızlığın olduğu ve halkın hemen tamamının, çeşitli nedenlerle padişaha kayıtsız-şartsız bağlı bulunduğu göz önüne alındığında; işlerin pek de kolay olduğu söylenemez.
Mustafa Kemal, bir yandan düşüncelerini hayata geçirmeye çalışırken; bir yandan da halkın Ulusal Mücadele’ye katkısını sağlamaya çalışmıştır. Her konuda yapılan muhalefet ve ileri sürülen hilafet yanlısı düşünceler, mevcutlara ilaveten çok daha zor şartları da ortaya koymuştur.
Nutuk’ta da açıklandığı üzere; Başkent konusunda İstanbul üzerinde ısrarla duranlar olmasına karşın; Mustafa Kemal bunlara fazla itibar etmemiş ve dönemin Dışişleri Bakanı İsmet Paşa ve ön dört arkadaşının imzalarıyla 9 Ekim 1923 tarihinde Meclis’e verilen bir kanun tasarısının görüşülmesi neticesinde, 13 Ekim 1923 tarihinde Ankara Başkent olarak kabul edilmiştir.

***
Bu yıl, başkent oluşunun 86. yılı kutlanacak olan Ankara, Atatürk Türkiyesi’ne yakışan bir başkent görüntüsü maalesef vermemektedir. Geçmişteki yazılarımda da bahsettiğim gibi; Başkent’in bir çok sorunu vardır. Su, temizlik, şehirleşme, park, ulaşım vb ilk akla gelenlerdir.
Cumhuriyet’in önemli kazanımları olarak bilinen bir çok kurum ve kuruluşun özelleştirme adı altında emperyalist sermayeye peşkeş çekilmesi sonucunda; merkez teşkilatlarının İstanbul’a taşınması, Ankara’ya indirilen başka bir darbedir. Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınması bile halen gündemde tutulmaktadır.
Şehir’de Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK adına ne varsa ortadan kaldırmak için sanki özel bir gayret sarf edilmektedir. Atatürk Bulvarı’nı paramparça eden Kuğulu Kavşakları buna örnek olarak gösterilebilir.
Cumhuriyet’in Başkenti’ne yaraşır görüntülere özen gösterileceği yerde; her boş bulunan alana görkemli bir cami kondurulması da işin cabası. Bunun son örneği de; Çankaya’da Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün arkasından Yıldız mahallesine dönülen köşeye yeni yapılan camidir…
Bir Müslüman için kainatın her köşesinin ibadethane olduğu gerçeği unutulmamalıdır…

***
Atatürk İlke ve Devrimleri ile Laik Cumhuriyet’in Temel Değerleri ve bugüne değin elde edilmiş olan Kazanımları’na sahip çıkmak asli görevimizdir.
Hiç şüphe yok ki; Ankara’da bunlardan birisidir.
Her kim ne yaparsa yapsın, nerede ne söylenirse söylensin Cumhuriyet’in Başkenti, ilelebet Türkiye Cumhuriyeti’ne Başkent olmaya devam edecektir.
CENGİZ ÖNAL
Cumhuriyet Neferi

Hiç yorum yok: