16 Aralık 2008 Salı

MİLLİ SİYASET DİBE VURDU!
Cumhurbaşkanının, Ulusal Futbol Takımı'nın Maçı münasebetiyle Ermenistan’ı ziyaret etmesi ve o tarihten kısa bir süre önce RTE, Ermenistan Başbakanı ile İstanbul’da bir araya gelmesi nedeniyle yazdığım yazıda bu konuya yine değinmiştim.
Bölgemizdeki gelişmeler karşısında hükümetin gösterdiği tutum ile özellikle AB üyesi ülkelerinden gelenlerin, TBMM’ne kadar gidip, ileri geri konuşmaları ve içişlerimize karışır mahiyette sözler etmeleri de işin cabası.
AKP ve Zihniyeti hükümetinin, sanki yıllar öncesinden belirlenmiş bir Milli Siyasetimiz yokmuş gibi davranarak, kendi politik hareketlerine uygun düşen davranışlar göstermesi, Türk Ulusu’nda Milli Siyaset’in Dibe Vurduğu gibi bir görüşün doğmasına yol açmıştır.

* * *
Cumhurbaşkanı, Ulusal Futbol Takımı'nın Maçı’nı izlemek üzere Erivan’a gittiğinde; Türkiye’den başka, özellikle emperyalist güçler başta olmak üzere, bir çok ülke bu davranışı alkışladı. Yabancıların yaptıkları gayet doğal. Çünkü işlerine öyle geliyor. Türkiye’nin bölgesinde önemli bir güç olmasından rahatsızlık duyuyorlar. Onun için de; her fırsatta, Türkiye Cumhuriyeti’ni önce bölüp, parçalamak ve sonra da yok etmek isteyenlere ellerinden gelen her türlü desteği veriyorlar.
Biz ne yapıyoruz?
Hükümet dahil herkes bol hamaset nutukları atıyor. Atatürkçü söylemler herkeslerin ağzında… Hükümet üyesi bakanlar bile, sıkıştıklarında bu söylemlere sığınıyorlar.
Bunun, sadece görüntüyü kurtarmak için yapıldığı da gözlerden kaçmıyor.
İçimizdeki bir kısım hainler de; son günlere bir Özür Dileme diye tutturdular. 1915 olayları münasebetiyle Ermenistan ve dolaysıyla Ermenilerden özür dilenecekmiş. Bugünlerde konu bolca tartışılıyor. Hükümet kanadı ise; köşeye çekilmiş olup/biteni sadece izliyor. En küçük bir tepki dahi gösterdikleri yok.
Acaba, birileri böyle davranmalarını mı söylüyor?
Hiç de gözden uzak tutulacak bir ihtimal değil… Yoksa, insan kendi ülkesine göz dikenlere bu denli tavizkar davranır mı?

* * *
Gündemde, ABD’de yerleşmiş bulunan Ermeni gençlerin kurdukları bir müzik grubunun, Ermenistan tarafından Eurovision’a gönderilmesi tartışmaları da var. Yeni duyulan bu konu hakkında Ermenistan tarafından resmi bir açıklama yapılmamış olmasına karşın; büyük ihtimalle adı geçen grubun Eurovision’da Ermenistan’ı temsil edeceği sanılıyor.
Ancak, bu grubun bir özelliği var. Yaptıkları ve Eurovision’a katılacakları parça Atatürk’e ve Türkiye Cumhuriyeti’ne hakaretlerle dolu. Daha bugüne kadar böylesi duyulmadı. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e öylesine ağza alınmadık sözler ediliyor ki; insanın dinlerken bile tüyleri diken diken oluyor.
Halen, bu konuda da AKP ve Zihniyeti hükümetinden bir tepki gelmedi.
Buldukları her fırsatta Milliyetçiliği kimselere kaptırmayan hükümet ve muhalefet, dut yemiş bülbül kesildiler. Sanki, Atatürk’e ve Türkiye’ye küfür edilmesini bekliyormuşçasına bir görüntü sergileniyor.
Bu nezaket ise; olmaz olsun böylesi nezaket!
Bir tevazu söz konusuysa; Türk Ulusu’nun onay vermediği konuda, hiç kimse ve hiçbir makam, O’nun adına tevazu gösteremez!
Peki nedir o halde?
Ne olacak; Pısırıklık! Teslimiyetçilik de denilebilir…

* * *
Bir yazarımız, sözde Ermeni soykırımı iddiasını savunurcasına sözler etti; karşılığında semeresini gördü. Nobel Ödülü aldı. Bugün, Ermenilerden özür dilemeye çalışan aydınların da; böyle bir beklentisi mi var ki? Doğrusunu isterseniz; hiç de şaşırmam!
Ya hükümetin sessizliğine ne demeli?
Öyle ya; Milli Siyaset’in sürdürülmesinden hükümet sorumludur. Yoksa; kökü Atatürk Dönemi’ne dayanan Türkiye Cumhuriyeti Milli Siyaseti terk mi ediliyor?
Olabilir, kim bilir?
Peki, yerine ne koyacaksınız?
Bunu da ABD ve AB mi size söyleyecek?
Galiba öyle görünüyor. Baksanıza, AKP ve Zihniyeti iktidarından buyana ABD ve AB’ye danışılmadan hiçbir şey yapılmıyor. Parmak dahi oynatılmıyor…

* * *
Efendiler, Aklınızı başınıza alın!
Türk Ulusu’nun sabrını zorlamanın, hiç kimseye bir hayrı ve yararı dokunmaz.
Terörle Mücadele konusunda pasif davranıldı, sonunda teröristle masaya oturuldu, ses çıkarmadık.
Hemen her gün evlatlarımızı birer-ikişer şehit verdik sustuk, sessizce içimize ağladık.
Ekonomik sıkıntılar belimizi kıracak noktaya geldi, ‘Kriz Bizi Teğet Geçti’ dediniz; buna da kabul deyip sabır gösterdik.
Ama, Türkiye Cumhuriyeti’nin Milli Siyaseti’ni Dibe Vurdurduğunuzda; buna susmak o kadar kolay değil.
Ülkemiz toprakları üstünde düşmanca emeller besleyen Ermenistan vb gibi ülkelere hoşgörü gösterilmesinin kabul edilecek bir tarafı olamaz!
Milli Siyaset, iktidarların oyuncağı değildir. Her iktidar, kökleri Cumhuriyet Dönemi’ne dayanan bu siyaseti kendine göre uyarlayamaz!
Gereğini yapamıyorsanız; bırakırsınız.
Elbet bir yapan bulunur.
CENGİZ ÖNAL
Gazeteci, Araştırmacı-Yazar
www.cengizonal.blogspot.com
onalcengiz@gmail.com

Hiç yorum yok: