8 Kasım 2008 Cumartesi

BÜLENT ECEVİT
ANISINA


Türk Siyasi Hayatı’nın duayeni ve eski Başbakanlardan Bülent ECEVİT aramızdan ayrılalı iki yıl oldu.
Zaman ne kadar da çabuk geçti. İki yıl önce büyük bir kalabalığın oluşturduğu kortej, Ankara’nın ayazında saatlerce yürümüş ve Ecevit’i Devlet Mezarlığında defnetmişti. O günlerde de duygularımı kaleme almış ve oldukça hüzünlü ifadelerin yer aldığı bir yazı yazmıştım.
Benim yaşımda olanlar, her ne kadar 1965’li yıllarda Bülent Ecevit adını duymuş olsalar bile; 1974 yılındaki seçimler, Onu daha yakından tanıma fırsatını verdi bizlere.
Meydanlardaki ateşli söylemleri, sergilediği dürüst siyasetçi tavrı, cana yakınlığı, insana pozitif enerji vermesi, açık sözlülüğü, kararlılığı ve daha bir çok özelliği, biz o dönemin gençlerini adeta siyasete ısındırmaya sebep oldu. Bunda Ecevit’in büyük katkısı vardır.
Seçimlerin ardından hükümeti kurması ve kısa bir süre sonra da Kıbrıs Barış Harekatı’nı yapması, Ecevit’i Türk Ulusu’nun gözünde siyasi bir idol konumuna getirdi.
Siyaset ve demokrasi hayatımızda kendisini hemen fark ettiren erdemleri, Ecevit’i ender devlet adamlarımızdan birisi olarak nitelendirmemizi sağladı.
Bugünlere baktığımızda; Onun ortaya koyduğu siyasi tavır ve karakterinin ne denli büyük olduğu daha net olarak anlaşılıyor.
Her ne kadar hayatının son yıllarında meydana gelen ve diğer siyasi partilerin de büyük payı olan bir kısım siyasi çekişmeler, Türk Ulusu’nun görmek istemediği manzaraların doğmasına ve siyasetçiye olan güvenin sarsılmasına yol açmış olsa bile; Ecevit’in aramızdan ayrılışı ile son 40-50 yılın önemli devlet adamlarından birisi yitirilmiştir.
Siyaset ve demokrasi hayatımızda önemli bir yer edinen Bülent Ecevit, siyasette ahlak ve dürüstlüğün önderi olmuştur. İlkelerinden asla ödün vermeksizin demokrasi mücadelesinde başarıların altına imzasını atmıştır.
Küçük hesaplar peşinden koşarak, siyasi rant sağlama amacını gütmemiş ve gazeteciliğinin de verdiği destekle, siyasi faaliyetlerinde olabildiğince açık ve şeffaf olmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal çıkarları söz konusu olduğunda; ödün vermeyen bir siyaset izlemiş, özellikle de dış güçlerin önünde takındığı kararlı tavrı sayesinde Ulusumuzun onurunu zedeleyebilecek hareketlerden şiddetle kaçınmıştır.
Asla basit hesaplar yapmamış, tam aksine Türk Ulusu’nun menfaatlerini sürekli olarak ön planda tutmaya çalışmıştır.
Yarım asırlık siyasi hayatında, gerçek bir Türk Aydını kişiliğiyle; çiftçisinden sanayicisine, işçisinden işverenine, öğrencisinden profesörüne, ustasından sanatçısına, memurundan emeklisine ve gencinden yaşlısına kadar her kesimi kucaklayabilme başarısını göstermiştir.
Anlatmaya çalıştığım yönleri itibariyle, dönemin gençliğinin siyaseti sevmesini sağlamış, dolaysıyla da kitlelerin siyasete sıcak yaklaşmasına neden olmuştur.
Hayatının bildiğimiz yanlarıyla, bütün ömrü boyunca İnsanlık ve Barış için yaşamış, bunun için de sürekli gayretler göstermiştir.
Siyasete saygınlık getirmiş, konuşma adabında ve siyasi davranışında asla terbiyesini bozmamış, siyasi hırsı ve menfaati uğruna incitici olmamış, ancak, gerçekleri söylemekten ve onları ortaya çıkarmak için aykırı davrananların üzerine gitmekten de geri durmamıştır.
Elbette bizlerin bilmediği, belki de asla öğrenme şansı olamayacağı ve kendisinin de memnun kalmadığı yanları olabilir. Ama, eğer varsa bile bu yönlerini siyasi hayatına ve davranışlarına yansıtmamıştır. Kendini, Türk Ulusu’nun hizmetine adamış ve bugün yaşananların aksine, siyasi gücünü kullanarak, servet edinme hevesi peşinde koşmamıştır.
Türk Ulusu’na ayrı bir sevgi ve saygı benimsemiş, bulduğu her fırsatta halkın arasına karışarak, onlarla sohbette bulunmaya, sorunlarını yakından ve de kendilerinden dinlemeye gayret etmiştir.
Cenazesine gösterilen yoğun ilgi, Türk Ulusu’nun ona bağlılığının bir göstergesi olarak yorumlanabilir. Siyasette de hep bu saygıyı görmüş ve bu saygı ile de aramızdan ayrılmıştır.
Tarihi gerçekleri yalan dolanla anlatmanın böylesine prim yaptığı günümüzde, belki Bülent Ecevit hakkında da abuk subuk sözler söyleyenler vardır. Böylelerine henüz rastlamadım ama, şöyle bir etrafımıza baksak, bu insancıkları belki de hemen yakınımızda görebileceğiz. Kim bilir?
Böyle de olsa; Ecevit, Siyaset ve Demokrasi yaşantımızda kendini kanıtlamış ve Cumhuriyeti tarihimizin altın sayfalarında hak ettiği yeri de almıştır.
Bülent Ecevit, Cumhuriyet Tarihimiz’de, bir siyaset adamında bulunması gereken, Atatürk İlke ve Devrimleri’ne inanç ile Laik Cumhuriyet’in Temel Değerleri’ne ve bugüne değin elde edilmiş Kazanımları’na özde bağlılığı, insancıllığı, çağdaşlığı, barışçıllığı, uzlaştırıcılığı, birleştiriciliği, adalet anlayışı, tarafsızlığı, dürüstlüğü, vatanseverliği ve daha birçok erdemi taşıyan bir devlet adamıydı.
Onu, bir kez daha saygıyla anıyor ve Ruhu şad olsun diyorum.
CENGİZ ÖNAL
Araştırmacı-Yazar
www.cengizonal.blogspot.com
www.cengizonal.tarakcioglu.blogspot.com

Hiç yorum yok: